31 Aralık 2008 Çarşamba

eski.. herşey yeni oluyor. bütün yenileri toplasan bir eski etmiyor..

yeniyi bekleye bekleye yenilip, yenile yenile eskiyip, eskiye eskiye eksi-lerek..

yeni yıllar geliyor. yeni'liyor, içiliyor yeniyıllanmış şaraplar..

geçen yıl dökülen şaraplarım, bu yıl içtiklerimden fazlayken, niye bu kutlama, niyeniyeni.. ?

yeni yıl'mıycam işte..

eski bir türkü bu..

yıllardan yollardan aşağı

24 Aralık 2008 Çarşamba


havada uçusan kelimeler.. yorulur, dolaşık saçıma da konarlar illaki.. ünlü harfler ünsüzlerin arasında bir yer bulur kendilerine.. noktalar, ünlemler, sol aşşağı bakan virgüller, en çok da soru işaretlerinin çengelleri, birikir taşar bi yerde..
şimdilerde hep yürümek aklıma düşen.. yokuşa, en tepeye doğru sürekli bi'sürü gitmek.. dur diyene kadar birileri. dur kelimesinden başka bişeyin olmadığı, ya da hayatın tek kelimeden ibaret olduğu bi yere.. tek kelime.. çok mu?
uzun uzun masalları tek kelime yapsınlar. mesela aleattinin sihirli cini çıksın dur desin bana. masal da 'dur'da bitsin. ali baba, 'açıl susam açıl'ı hatırlamaya çalışmasın. açıl desin açılsın.. kapan desin kapansın, dur desin dursun.. unut desin... unuttum.
hiç unutmam bi gün vardı, ya da akşam mıydı gece mi, neydi? eylül'ün yüzonikisiydi. yanlış okumadınız tam yüzonbeşiydi. uzatmalı bi sonbahardı yine.. işte ben öyle bi gecenin akşamdan kalmasıyım.. yürüdüm yürüdüm.. geri dönüp koşup daha hızlı düşmek için denize..

sarhoş narası

10 Aralık 2008 Çarşamba

nasıl yazılıyodu lan. nasıl yaşanıyodu. hangi gizli özne hangi yükleme soruluyodu.
"bırak inceldiği yerden kopsun"du hani.. üşüdüğü yerden donsundu. hece'ldiği yerden kesilsindi kelimeler.

bir söz neresinden kesilirse daha çok kanıyodu?

en çok hangi sessiz harfte susuyodu insan. sus-pus oluyodu.
pus zaten üşümekse, üşümeye tek çare kanyaksa, kanyak zaten susamaksa.. susmak bi cümlenin kaçta kaçına denk geliyodu..