22 Ocak 2009 Perşembe

cümlelerim bu kadar devrik, bu kadar savruk, bu kadar başına buyruk olmasaydı, her cümlemin parantezi bu kadar siktirboktan gelmeseydi bana, yazmaktan nefret etmeseydim, ya da.;
bilseydim, bir cümle neresinden bağlanır diğerine?
sonra bir dün neresinden sokulur bugüne?
her günün havası eski yıllardan ayrı bir güne tekabül ediyorken, her rüzgar başka bi fırtınayı anımsatıyorken, her yağmurun sesi eskilerden ayrı bir şarkının ritmine benzetilirken,
ben bu şıpırtıyı bi yerlerde duymuştum.
belki de dün sandığımız aslında dejavuydu.

4 yorum:

Puansetya dedi ki...

Olduğumuz yerde sayıyoruz hayat denen müebbet cezada. Ölüm kurtuluş.Hatta ödül.Ve ben problemi çözmeden ödülümü istiyorum.

erfavr dedi ki...

hoşgeldin puansetya. "allah kurtarsın" demek adettendir. ölüm kurtuluşsa eğer, allah kurtarsın cümlemizi.. hele yıllardır aynı koğuşta yatıyorsan, aynı voltada olduğun yerde sayıyorsan.. bi de aynı türküyü söylüyorsan hala.. ödülü haketmişsindir. ikna etmiycem şimdi seni.. ikna için üst üste aynı kelime söylediğinde anlamını yitiriyor sözler bilirsin, üst üste aynı küfrü ettiğinde yatışıyorsun, üst üste aynı şarkıyı dinlediğinde ezberliyorsun, üst üste sevdiğinde, eskisini unutuyorsun..
insan hafızası kaypaktır. olmadık yerde satar seni, sonra gelir, yaltaklanır.. ama hep başına beladır, ayağına yapışan sakızdır. mesela balıklar öyle değil. iki saniye diyorlar hafızasına.. şair belki bu yüzden rakı şişesinde balık olmak istemiştir. hem şarhoş, hem unutkan..
belki balıklar da kurtuluşu akvaryumun dışında zannediyorlardır, bizim gibi..

kaldırımçocukları dedi ki...

vay be. yorum yazıdan daha güzel desem =)

erfavr dedi ki...

:)
çünkü çocuklar kaldırımlardan daha güzel..